Kapıcı Rıza Karısının Külodunu Bana Niye Verdi? (Iftihar 53 Y., İstanbul / Türkiye)
Merhaba arkadaşlar. Buraya yazılan öykülerin bir kısmını okudum. Önce okuduklarımın kaç tanesine gerçek yaşanmış, kaç tanesi fantazi diye düşündüm. Sonradan da öyküler, ister yaşanmış ister düş ürünü olsun, sonuçta bir emek verilerek hazırlandığı için, bu emeğe hürmet etmek zorunda olduğumu düşündüm. Kendi öykülerimi paylaşmaya başlamadan önce de, paylaşımda bulunan herkese teşekkür etmek istedim. Bizler bunu neden yapıyoruz bilmiyorum. Ama sanırım fantazi ya da yaşanmış olsun paylaşma ve başkalarının bizlerin öykülerini okurken masturbasyon yapmalarını dikkate almak bile adrenalimizi yükseltiyor. Bu da yeterli bir gerekçe, o kadar yok mi?
Burada yazar kişilerin yaş guruplarına baktığımda, genel olarak gençlerden (!) oluşuyor. Benim de o dönemleri yaşadığımı ve siz okurlardan daha pozitif yaşayan olmamın avantajını ortaya koyacak olursak, sanırım aktaracaklarım bir çoğunuzun seksolojik yaşamında vizyon oluşturmaya ve geleceğe değişik bir perspektiften bakmanıza tezgâhtar olacaktır. Biseksüel bir kimliğim var. Bu sitelere girenlerin büyük orandaki kısmı cinsel kimlikler hakkında data sahibi olsalar da, bilmeyenler, ya da kavram kargaşası yaşayanlar için yazmalıyım! Biseksüellik: Her iki tür ile birlikte olabilme yetisine sahip olan kişi anlamı taşıyor özet olarak...
50’li yaşların ortasına geldim sayılır. 16 yaşından beri cinsel yaşamın içinde yer alan birey olarak 30 küsür yıldır yaşadığım binlerce tecrübe ve sizlere de kâh keyif, kâh “Hassiktiiiirrrrr!” dedirtecek olaylar ile karşılaştım. Bu siteyi neden seçtiğim konusuna gelince, hiç bir nedeni yok. Google’a ‘Seks Hikayeleri’ yazdım ve bu siteye girdim. Site kurucusu, editörü veya diğer çalışanlarından kimseyi de tanımam...
hemen, “Yaaa Amca bey, gir konuya bundan böyle!” diyenler de vardır eminim. Seksin uzun soluklu olanının kıymetli olduğu gibi, yazının da uzun olanı makbuldür. Sonuçta okulda kompozisyon dersinde değiliz. Kısa yoldan boşalarak donunuzu çekmek yerine, merak ederek ve ağır ağır ereksiyon halini alıp, öykünün içinde kendinizi hissetmeniz için bu girizgah önemli.
İstanbulun sevimli ilçelerinden birinde geçen erginlik dönemimde masturbasyon ile kapıcımız Rıza efendi vasıtası ile tanıştım. O dönemlerde 40’lı yaşlardaki Rıza efendi Sinop kökenliydi. Karısı Döndü abla sanırım 30’lu yaşlardaydı. Ailemin durumu yaşadığımız bölgeye kadar iyi sayılabilecek bir hesaplı yapıya sahipti. Ve apartmanda Rıza efendinin en çok alaka gösterdiği aile bizdik. Babam, mesleği gereği iyi kazanıyor ve onlara da iyi bahşişler, hediyeler veriyordu. Dolayısıyla Rıza Efendi ve döndü abla da bizi el üzerinde tutuyordu.
Matematik ve İngilizce derslerinden bütünlemeye kalmıştım. Yani iki cılız dersim vardı ve bizimkiler benim kalabileceğimi düşünmediklerinden İtalya’ya tatil programı yapmışlardı. Annem tatil programını iptal etme konusunda uğraşsa da, babam onu ikna ederek, bana göz kulak olsun diye halamı getirdi ve onlar tatile gittiler. 12 günlük bir tatildi bu. Halam 30’lu yaşlarda, bir izdivaç yapmış ve eşinden ayrılmıştı. Üniversite mezunu olan halam bana ders te çalıştırıyordu.
Rıza efendi günde 10 kere kapıya geliyor ve bir ihtiyacımız olup olmadığını soruyordu. Halam da her keresinde bir şeyler sipariş ediyor Rıza efendiyi abes göndermiyordu. Ben de, “Ne iyi bir kapıcımız var!” diye halama onu övüp duruyordum, taaki Döndü ablanın, “Onuurr, bizim Rıza size günde kaç kez çıkıyor?” diye sorduğu asıl değin. bir anda kafamda yıldırım çaktı. Rıza efendi dul halama sulanıyor olabilir miydi? aniden ona karşısında içimde garip bir kin ve korku oluştu. Birçok gelişinde halama kapıyı açtırtmıyor, evde yokmuşuz gibi davranmaya yönlendiriyordum.
4 veya 5 gün sonra, dıştan geldiğim bir lahza, Rıza efendi beni kapıda karşıladı ve “Onurum nassın? Keyifler eyi mi?” falan dedi. Yüz vermeden soğuk bir biçimde cevapladım. “Döndü ablan yok, gel bak bizde saa ne göstereceğem!” dedi. Merak edip onunla birlikte kapıcı dairesine girdim. “Kaç yaşına geldin?” dedi. “16!” dedim böbürlenerek büyük adam edasıyla. Rıza efendi gevrek gevrek sahte bir gülüşleö “Oooo adam olmuşsun, kuş ötmeye başlamıştır!” dedi. Anlamamıştım, “Ne diyosun Rıza efendi?” dedim. “Oğlum yani kamışa su gelmiş!” dedi. Tekrar anlamadım, “Kamış ne? Ne suyu? Ne diyorsun sen Rıza efendi?” dedim. Avucu ile pipimi tutarak, “Bura kamış, su da erkeklik suyu!” deyince, korku ve utançla kendimi geri çektim, “Ne diyosun sen yaa? Çılgın misin?” dedim. Utandığımı anladı ve “Oğlum sen yaşlarda erkeklerin sikleri kalkmaya başlar, onunla oynarlarsa da mükemmel keyif alırlar ve özel bi su akar. Çiş gibi deel, keyif suyu!” dedi.
Tekrar anlamamıştım, ama ilgimi de çekmişti, “Nasıl birşey o o kadar, ben bilmiyorum?” deyince, “Bekle!” dedi, öteki odaya geçti. Bir dakika içinde elinde bir külotla geldi ve “Aha bu Döndü ablanın donu. Bunu kokla sikin kalkacak, sonradan sikini avcunun içine alıp sıvazla. Sabırla sıvazla bak ne olacak! Nasıl hoşuna gidecek!” dedi. “Yook istemem napiim Döndü ablamın donunu? Ayıp!” deyince, yine yılışık gülümsemesi ile, “Oğlum sen bunu al kokla. Am kokusu çok iyidir. Sikini sertleştirir, daha sonra da sikini sıvazla!” dedi pişkin bir şekilde. “Sıvazlamak ne Rıza efendi?” diye sorduğumda, bana hiç aldırmadan fermuarımı indirdi. “Dur ne yapıyorsun?” dememe fırsat bırakmadan, sikimi tutup çıkardı haricen, avcunun içine alıp, avucunu hareket ettirmeye başladı sikimin üzerinde. “Aha böyle yapcan... Su gelene kadar vazgeçme ve donun bu kısmını kokla. Burda am var!” dedi ve külodu tişörtümden içeriye sokuşturdu. Popoma da iki şaplak vurarak, “Bana ilerde fazla dua edecen!” dedi.
Yukarı çıkarken tişörtümden içeri sokuşturduğu külodu nereme saklayacağımı bilemedim. Cebime tıkıştırdım. Eve girer girmez halama, “Fazla sıkıştım!” diyerek tuvalete girdim. Kapıyı kilitledim ve cebimdeki külodu çıkararak seyretmeye başladım. Dediği gibi am yerini koklamaya başladım. Sikim kalktı. Tekrar ounun deyimiyle sıvazlamaya başladım sikimi. Epey bir süre sonradan içim kabardı, taşaklarımdan yukarılara dürüst bir yangın yayıldı, salıncakta sallanırken içim güzel olurdu, onun gibi bir şeyler oldu. Sikim çatlayacak dek sertleşti. Ben hızlandım, hızlandım ve sikimin ucundan müthiş bir güzellikle bir şeyler fışkırmaya başladı. Fışkırtı bittiğinde ilginç bezginlik düştüğümü hissettim. Olağanüstü bir duyguydu. Çağırmak ki erkeklik suyu buydu. Hemencecik Döndü ablanın külodu ile yerlere dağılan fışkırtılarımı sildim. Sonra külodu katlayıp cebime koydum. Tuvaletten çıktım, içten odama girip yatağıma uzandım ve kısa sürede uyudum.
Karısının külodunu bana veren Rıza efendinin ne için bu külodu verdiğini fazla geçmeden anlayacaktım...
Hoşçakalın arkadaşlar.
Onur
Yorumlar
Yorum Gönder